Güvenlik teknolojisi, 1996 yılında ilk IP kameranın piyasaya sürülmesi ile birlikte giderek artan ve geri dönülemez bir gelişim ivmesine sahne olmuştur. Geçtiğimiz 10 yıl içinde, data, görüntü ve video aktarım hızının giderek artması, insan maliyetinin giderek artarken teknoloji maliyetinin daha da hızlı bir şekilde düşmesi, Güvenlik Konseptlerinin de evrimleşmesine sebep olmuştur.
Klasik güvenlik çözümlerinde, lokal güvenlik görevlisi, lokal teknoloji imkanları ile, faaliyet göstermektedir. Bu, çoğu zaman reaktif ve pahalı bir çözümdür ve olası bir acil durumdaki etkinliği çoğu zaman yetersiz ve eksik kalmaktadır.
Güvenlikte teknoloji yaklaşımı ise, öncelikle sistemi proaktif hale getirmeyi, maliyetleri azaltırken, etkinlik ve caydırıcılığı arttırmayı hedeflemektedir.
Klasik yöntemde, bir acil durumun tespiti ile, o acil duruma müdahale lokal olarak gerçekleştirilmektedir. Bu durum, öncelikle vakit kaybına sebep olmaktadır ve olaya gelişim sürecinde müdahale edip önleme fırsatı tanımamaktadır